Almanya’da uzun zamandan beri sürümcemede bırakılan 'dışlanma ve ırkçılığa karşı yasa' nihayet Federal Parlamento’da onaylandı.
Ne var ki SPD, koalisyon ortakları ile yaptığı konuyla ilgili görüşmelerde asıl hedef olan göçmenlerin ve diğer dışlanan kesimlerin gereğince korunabilmesini pazarlık konusu yapmıştır. Yasanın çok önemli üç eksiği bulunmaktadır:
1.Benzer yasaya sahip birçok ülkenin deneyimlerinin gösterdiği gibi ırkçı ayrımcılığa ve dışlamaya uğrayan kişinin bunu ispatlaması son derece zordur. Bu nedenle dışlama yapılmadığının kurum veya işveren tarafından ispatlanması gerekirdi. Ne yazık ki yasa bu ispat yükümlülüğünü dışlanan kişiye yüklemektedir.
2.Dışlamaya ve ayrımcılığa uğrayan kişinin sendika veya bir sivil toplum kuruluşunun yardımı olmaksızın hakkını araması son derece zordur. Bu nedenle bu kişilere sendika veya sivil toplum kuruluşlarının gerekli desteği sağlaması yasal güvence altına alınmalıydı. Bu konuda da SPD, ana tasarıdan ödün vermiştir.
3.Dışlama ve ayrımcılığa karşı yasaların vazgeçilmemesi gereken bir diğer önemli noktası da, toplumda eşit koşullara sahip olmayan kesimlerin öncelikli destek sağlanarak eşit konuma getirilmeleri gerekmektedir. Bu uygulama bir dizi ülkede ‘eşitliği sağlayıcı özel destek’ olarak bilinmekte ve benimsenmektedir. Ne yazık ki yeni çıkacak olan yasada bu görüşe yer verilmemektedir.
Sosyal Demokrat Parti bu defa da yine göçmenlerin ve ayrımcılığa uğrayan diğer kesimlerin bu önemli konudaki temel istemlerinden ödün vererek yasanın çikmasına yesil ışık yakmıştır.
Hakkı Keskin