Almanyalı Türklerin Berlin Yürüyüşü Görkemli Olmalıdır !

25 Mayıs Cumartesi Berlin`de Türklerin Almanya`ya gelişlerini anma amacıyla büyük bir yürüyüş yapılacaktır. Hatırlanacağı gibi bu yürüyüşün yapılması geçen yılın ekim ayında planlanmıştı. Çünkü 30 Ekim 1961 yılında Almanya ile Türkiye arasında, Türkiye`den işçi getirilmesine ilişkin anlaşma imzalanmıştı.

Bizler için önemli olan bu olayın 40. Yılının kutlanması planlanmıştı. Ancak Amerika Birleşik Devletlerindeki acı terör olayı, Dünya gündemini değiştirmiş, yürüyüşün 2002 yılına ertelenmesi uygun bulunmuştu.

Bu yürüyüşün Almanyalı tüm Türklerin görkemli ve onurlu bir gösterisi olmasını umuyorum. Bu bir protesto eylemi değildir. Daha çok buradaki varlığımızın, artık Almanya`nın ve Alman toplumunun ayrılmaz bir kesimi olduğumuzun bir şenliği ve şöleni olacaktır. İsterseniz buna Almanyalı Türklerin kendi kültürlerine uygun bir karnavalı da diyebiliriz. Davulumuz, zurnamız, sazımız, kemençemiz, yani kendimize özgü renkli müziğimizle, farklı sanatsal etkinliklerimizle, Türk, Alman ve Avrupa Birliği bayraklarımızla Berlin caddelerine renk katacağız.

Bakınız, görünüz biz Almanyalı Türkler burdayız, kendi kültürümüzle buralıyız, bu ülkenin yaşamına, müziğine, sananatına, ekonomisine, sosyal yaşamına, toplumun tüm alanlarına renk katıyoruz. Bu toplumdan çok şeyler öğreniyoruz, kendi kültürümüzü geliştiriyoruz. Ancak bu toplumun kültürüne de katkılarımız oluyor, onu renklendiriyoruz, onu zenginleştiriyoruz. Bu nedenle kültürlerin diyaloğunun ve alışverişinin önemini ve gereğini vurguluyoruz.

Almanya bizim de, çocuklarımızın ve gelecek nesillerimizin de vatanı, veya yeni, ya da ikinci vatanı oldu diyoruz artık. Burada evimizdeyiz diye seslenmek istiyoruz. Kuşkusuz herkesin kendi vatanında ve evinde kendini hissettiği gibi burada yaşamak istediğimizi önemle vurgulamak istiyoruz. Bunu içinde toplumun her alanında eşit hak, eşit uygulama istediğimizi hatırlatmak, haykırmak istiyoruz.

Ama bunu bu defa müzikle, türküyle, dansla, gülerek, coşarak, eğlenerek belirtmek istiyoruz. Alman insanını ve toplumunu kucaklayarak kucaklanmak istiyoruz. Yürüyüşün verebileceği en belirgin mesaj bu olmalıdır kanısındayım.

Bu yürüyüş partiler üstü bir anlayışla, şu ya da bu guruba maledilmeksizin, hangi görüş ve inançtan olursak olalım, her kişinin omuz omuza, elele verebileceği, dostluk ve dayanışmanın eğlence ve coşkuyla pekişebileceği bir yürüyüş olarak planlanmıştır. Doğru olanıda budur.

Kanımca hiç bir Türk kuruluşunun bu güzel şöleni kendi örgüt amaçları için kullanmayı aklından bile geçirmemesi gerekmektedir. İşte bu nedenle kendi örgüt bayrağı, amblemi, ve sloganlanının bu görekemli yürüyüşte yerinin olmamaması öngörülmüştür.

Berlin yürüyüşü yalnız Berlinli Türkler için düzenlenmiyor. Almanya`daki Tüm Türklerin bu yürüyüşe coşkuyla katılmaları isteniyor. Almanya`nın dört bir yanından trenlerle, otobüs ve arabalarımızla bu yürüyüşe ve şölene gelinmesi bekleniyor.

Yeri ve sırası geldiğinde kendi şahsi görüş, öncelik ve beğenilerimizi toplumsal dayanışmanın yararına arka plana atmayı öğrenmliyiz. Almanyalı Türkler olarak uzlaşma kültürüne alışmalı ve bunu özümseyerek kullanmalıyız. Ortak çıkar ve istemlerimizi, asgari müştereklerde birlikte ve çok daha etkin olarak dile getirebilmeli ve gerektiğinde dayanışma içersinde savunabilmeliyiz. Ayni dili konuşan, aynı kültürün farklı renklerini paylaşan ve benzer zorluklarla karşılaşan iki buçuk milyon insanın, haklı tüm istemlerini yaşama geçirebilmeleri, uzlaşma ve dayanışma sağlayabilmeleriyle mümkündür.

Uzlaşma ortak noktalarda, yani ortalarda bir yerde birleşmektir. Asla salt kendi görüş ve düşüncelerimizin, bu görüşte olmayanlar tarafından aynen paylaşılması değildir.

Almanyalı Türklerin Berlin Yürüyüşü geniş bir kadro tarafından ve büyük özveriyle hazırlanmaktadır. Almanya`nın neresinde olursak olalım bu büyük şenliğe aktif olarak destek verilmesi gerektiği inancındayım. Bu şölen ve yürüyüş 40 yıldır Almanya`daki varlığımızın örnek bir simgesi olmalıdır. Yürüyüşün istenen başarıya ulaşması ise herbirimizin katkısıyla olasıdır.