Tersanelerdeki ölümler insan hayatını hiçe sayan sorumsuz bir tutumun sonucudur!
Tuzla Tersaneleri’nde geçtiğimiz günlerde yaşanan iş kazaları sonucu ölen işçi sayısı, sorumluların iş güvenliği konusundaki yükümlülüklerini yerine getirmediklerinin açık kanıtıdır. Olayın dehşet verici diğer bir boyutu ise, Tuzla tersaneler bölgesindeki işçi ölümlerinin son yıllardaki hızlı artışıdır. Liman, Tersane Gemi Yapım-Onarım İşçileri Sendikası Limter-İş’in istatistiklerine göre Tuzla Tersaneleri’nde 1985 yılından bu güne toplam 110 işçi eksik güvenlik önlemlerinden dolayı hayatını kaybetmiştir. Ölen işçi sayısında özellikle 2005 yılından itibaren yoğun bir artış kaydedilmiştir. Öyle ki, sadece geçtiğimiz üç buçuk yıl içerisinde toplam 57 işçi ihmal sonucu ölmüştür.
İşçinin iş güvenliği hakkını ve ondan öte insan hayatını hiçe sayan bu tutumu kınıyorum! Tersanelerdeki ölümleri olağan olarak nitelendirmek kesinlikle kabul edilemez.
Başbakan Erdoğan’ın konuyla ilgili yaptığı toplantıya Limter-İş sendikasından temsilci çağırmamış olmasını anlamak olası değildir. Tersane işçileri sendikasının isteği, uzmanlar, Mühendis Odaları Birliği, Türk Tabipler Birliği ve hükümetin de temsilcilerinden oluşan ve yaptırım gücü olan bağımsız bir komisyonun kurulmasıdır. Bu komisyonun sağlıklı ve güvenceli çalışma şartlarına ilişkin yapacağı önerilerin tersane şirketleri tarafından uygulanması sağlanmalıdır. Tüm siyasi sorumluları ve özellikle Çalışma ve Soyal Güvenlik Bakanı sayın Çelik’i bağımsız bir komisyon önerisini desteklemeye ve tersanedeki ölüm olaylarının devamını ivedi olarak engellemeye çağırıyorum. Çalışanlarının can güvenliğini sağlamayan tersaneler kapatılmalıdır! Kopenhag Kriterleri’nin öncelikli hedefi insanların iş güvenliğini, insan haklarını ve sendikal haklarını güvence altına almaktır. Siyasi yetkililer, AB aday ülkesi olan Türkiye’de bu konuya artık gereken önemi vermelidirler.
Hakkı Keskin