CHP ve Sosyal Demokrat Program (Cumhuriyet)

Ne yazık ki CHP, Gezi direnişine katılan milyonlarca genci gerçek anlamda parti içi demokrasiyi sağlayarak kucaklamayı ve kapılarını bu gençlere açmayı başaramadı. Kendi partisinde demokrasiyi sağlayamayan yöneticilerin, bunu ülkede sağlama söylemleri inandırıcı olmamaktadır. Öte yandan Batı Avrupa ülkelerindeki Sosyal Demokratlar, Schröder/Blair ile başlayan sağa kayarak oy toplama stratejisiyle büyük yenilgiler yaşıyorlar.

CHP kuruluş felsefesine bağlı kalarak ve sosyal demokrat parti programıyla seçmenlerin belleğinde ayırt edici iz bırakabilmelidir. Emeğiyle geçinen geniş halk kitlelerinin en güncel ve can alıcı sorunları partinin ana görevi olmalı, çağdaş eğitim ve sağlık sistemi, işsizlik, yoksulluk, gelir dağılımındaki adaletsizlik, sosyal devlet, toplumsal barış ve ulusal çıkarlar özenle, kararlılıkla ve çözüm önerileriyle gün be gün işlenmelidir.

CHP’nin kuruluş felsefesi, mevcut anayasanın ilk üç maddesinde de yer almakta ve bu maddelerin değiştirilemeyeceği dördüncü maddede güvence altına alınmaktadır. Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucu partisi olan CHP’nin kimliği, anayasanın bu maddelerinde özenle belirtilmektedir. CHP gurur duyacağı bu tarihine kararlılıkla sahip çıkmalı ve bu kimliğiyle tanınmalıdır. Türkiye Cumhuriyeti’nin en belirgin ve değişmez niteliği „… demokratik, laik ve sosyal bir hukuk Devleti“ oluşudur.

CHP yönetimi son derece doğru olarak önemle AKP hükümetinin demokrasi ve hukuk devleti ihlallerine vurgu yaparken, ne yazık ki kendi Sosyal Devlet olgusunu büyük ölçüde ihmal etmektedir. Oysa Sosyal Demokrat bir parti olan CHP’nin, aynı kararlılık ve önemle anayasanın da emri olan Sosyal Devlet ilkesi ve programını işlemesi gerekmektedir.

Kanımca CHP’nin kimliği olarak, Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluş felsefesi ve anayasanın vazgeçilemezi, değiştirilemez ilk üç maddesi herkesçe bilinmelidir. CHP’nin programı nedir ve neyi değiştirecektir sorulduğunda Sosyal Demokrasi ve Sosyal Devlet programı her seçmenin belleğine işlenmelidir. Eski CHP Genel Başkanı Bülent Ecevit bunu: „Ne ezilen ne ezen, insanca halkça bir düzen“ olarak bu güzel cümlede özetlemişti. CHP tam da bu tümceyi içselleştirmeli ve tüm seçmenlerine sürekli olarak anlatmalıdır. CHP Ecevit`in bu cümlesini bir reklam spotu olarak da sürekli kullanmalıdır.

Sosyal Demokrasinin Temel ilkesi olan Sosyal Devlet nedir?

Sosyal Devlet, her kişiye insanca, insan onuruna uygun olarak yaşayabilmeyi sağlayan ve bunu yasalarla ve gerekli önlemlerle güvence altına alan, toplumda sosyal adaleti ve sosyal barışı sağlayan devlettir. Her kişiye yeterli düzeyde sosyal güvence sağlayarak, söz konusu olabilecek risklere karşı gerekli sosyal güvenlik önlemlerini sağlayan devlettir. Toplumda işsiz, fakir, kimsesiz ve zayıf olanları Sosyal Adalet ilkesinin gereği olarak korumak, onlara da insan onuruna yaraşır yaşam koşullarını yasal güvence ve devlet olanaklarıyla sağlamakla görevlidir Sosyal Devlet. AKP’nin seçmenlerden oy alma amacıyla dul kadına, yaşlı ve gelirsiz kişilere, engelli çocuklarına bakanlara sağladığı parasal olanakları, CHP’nin Sosyal devletin gereği olarak yasal güvencelerle fazlasıyla sağlayacağı, seçmenin anlayacağı berraklıkla anlatılabilmelidir. Bu yeterince yapılmamaktadır.

Sosyal Devlet, toplumda Sosyal adalet ilkesine önem verir ve bunun için özellikle adil vergi sistemiyle ve dolaylı vergi payını minimize ederek alt gelir guruplarını korur. Oysa Türkiye`de zengine de fakire de ayni oranda yansıyan dolaylı vergiler, toplam vergi gelirlerinin neredeyse yarısını oluşturmaktadır. Türkiye`de AB ülkelerine kıyasla son derece adil olamayan bir vergi sistemi özellikle AKP döneminde giderek daha da artarak, üst-alt gelir gurupları arasında derin bir uçurum oluşmuştur. CHP bu konunun gündemde tutulmasını büyük ölçüde ihmal etmektedir.

Sosyal Devletin asla vazgeçmemesi gereken temel ilkeleri: kaliteli eğitimin, kaliteli sağlık sisteminin, kolay ulaşımın ve altyapı hizmetlerinin gereğince yerine getirilmesidir.

Sosyal devletin en önemli görevlerinden biri de eğitimde şans eşitliğinin sağlanmasıdır. Eğitimin ilk okuldan üniversite bitirilinceye değin devletin temel görevleri arasında ve parasız olması gerekir. Oysa AKP son derece planlı olarak eğitimi de özelleştirmeye ve paralı eğitime dönüştürmeye ağırlık vermektedir. Devlet okulları çok yönlü ihmal edilmekte olduğundan anne ve babalar çocuklarını daha iyi eğitim için özel okullara göndermeye zorlanmaktadırlar. CHP bu konuya daha çok önem vererek eğilmelidir.

Sosyal Devletin ana görevi, halkın en önemli sorunları arasında bulunan işsizliğin adım adım giderilmesi, işsizlik ve hastalık süresince de işsizlik ve hastalık parasının ödemesidir. Kapitalist sistemde çalışanların haklarının en önemli güvencesi, onların gerçek anlamdaki sendikalarıdır. AKP gayet planlı olarak sendikal hakları tırpanlamış ve sendikaların gücünü minimize etmiştir. CHP gerçek anlamda sendikal hakları savunarak, sendikalarla birlikte bu konulara önemle ve sürekli olarak eğilmelidir. Sosyal Demokrat Parti olarak CHP gerçek sendikalarla sıkı bir dayanışma ve işbirliği içersinde olmalıdır.

CHP gençliği kazanmak zorundadır

Ne yazık ki CHP, Gezi direnişine katılan milyonlarca genci gerçek anlamda parti içi demokrasiyi sağlayarak kucaklamayı ve kapılarını bu gençlere açmayı başaramadı. Kendi partisinde demokrasiyi sağlayamayan yöneticilerin, bunu ülkede sağlama söylemleri inandırıcı olmamaktadır. Öte yandan Batı Avrupa ülkelerindeki Sosyal Demokratlar, Schröder/Blair ile başlayan sağa kayarak oy toplama stratejisiyle büyük yenilgiler yaşıyorlar. CHP asla aynı hatayı yapmamalı, tam aksine Sosyal Demokrat programıyla seçmenleri kazanmaya çalışmalıdır.

AKP’nin aksine, CHP özellikle alternatif enerji politikalarına, güneş ve rüzgar enerjisine, büyük öncelik vereceğini, böylece de Türkiye’nin dışa bağımlı ve dış ticaret açığının temel nedeni olan petrol ve gaz ithalatını büyük ölçüde azaltacağını önemle işlemelidir.

Yasaları hiçe sayarak sit alanlarını, çevreyi ve doğayı yandaşlarına rant amaçlı kullandıran AKP’nin aksine, CHP’nin bu alanları büyük bir özenle koruyacağını gereğince halka anlatmalıdır. Yeni yasalarla zeytinlikleri bile imara açmayı öngören AKP`ye, CHP yüz binlerce zeytin üreticisinin yanında yer alarak ve onlarla çok yönlü protestolara da girerek tavır almalıdır.

20 Ağustos 2014 tarihinde bu sayfada yayınlanan „Temel Sorun Parti İçi Demokrasi“ yazımda, milletvekili adayları konusunda genel başkanlığa yüzde 10-15’lik bir kontenjan tanınmasını belirttim. Bu orandaki bir kontenjanı CHP’nin 130 milletvekiline orantılı olarak önerdim. 550 milletvekiline göre hesaplanacaksa bu kontenjanın en fazla yüzde 5 olması gerekir ki bu da 27 milletvekili yapar. Bu sayı istenen özel nitelikli kişilerin seçilebilmeleri için son derece yeterlidir. Ayrıca parti içi demokrasinin gereği kurultay delegelerinin her kurultaydan iki hafta önce seçilmeleri ve yenilenmeleri gerekmektedir.

Dateien:

chp_ve_sosyal_demokrat_program_29.8.2014.pdf