Berlin, 26.10.2012
Cumhuriyet’e Sahip Çıkma konusunda
CHP nihayet gerçek muhalefet olduğunu kanıtladı!
AKP, artık çok açıkça Türkiye Cumhuriyeti’nin temel taşlarını bir bir sökerek ve Mustafa Kemal Atatürk`e saldırılarını artırarak, Cumhuriyet karşıtı hedefini gerçekleştirmeye çalışmaktadır. Buna başta CHP olmak üzere, demokratik, laik ve sosyal Cumhuriyetimize sahip çıkmak isteyenlerin birlikte engel olmaları en doğal hakları ve en demokratik görevleridir!
AKP`nin Cumhuriyet Yönetimine ve onun kuruluş felsefesine samimi olarak bağlı olmadığı biliniyordu. Ancak hangimiz, AKP nin giderek Cumhuriyet Bayramı, 23 Nisan, 19 Mayıs, 30 Ağustos bayram kutlamalarını adım adım yasaklamaya cesaret edebileceğini düşünebilirdik; hangimiz bu bayramlarda Atatürk`ün heykeline çelenk konmanın yasaklanacağını aklımızdan geçirebilirdik? Cumhuriyet ve Atatatürk karşıtlığının bu kadarı, eminim ki çoğumuzun aklına gelmemiştir.
Türkiye Cumuriyeti`nin kuruluş bayramı olan 29 Ekimde, Türk Halkının bu büyük bayramını, sevincini coşkuyla kutlaması ve yaşamasından daha doğal bir hak olabilir mi? Bu kutlama, tabiiki bu mutlu günü bize yaşatan başta Mustafa Kemal Atatürk`e ve bu devrimin başarılmasında emeği geçen herkese duyulan şükran ve yurtseverlik görevi değil midir?
Dünya yüzünde, kendi ulusal değerlerine ve bayramlarına karşı çıkan, bunları yok etmek isteyen bir başka ülke yönetimi olduğunu bilenimiz, duyanımız var mıdır? Avrupa, Amerika, Asya ve Afrika`daki tüm bağımsız ülkelerin, kendine özgü ulusal bağımsızlık, ulusal kurtuluş, cumhuriyetin ilanı gibi ulusal bayramları vardır ve bunlar çok yönlü etkinliklerle kutlanırlar.
Cumhuriyet ve Mustafa Kemal Atatürk karşıtlarının işbirliği
Atatürk`e, onun önderliğinde kurulan Türkiye Cumhuriyeti`nin kuruluş felsefesine, temel ilkelerine ve öncelikle de Ulusal Devlete öteden beri karşı olanlar başta ayrılıkçı güçlerdir. Bunlar, ülkemizde, PKK ve yandaşlarıdır. Her fırsatta „ulus devletin“ yanlış olduğunu, buna son verilmesi gerektiğini vurgularlar. Peki günümüzde ulus devlet olmayan tek bir ülke var mıdır? biçiminde bir soru yöneltseniz, yanıt veremezler.
Mustafa Kemal Atatürk, Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin ve onu bir bütün olarak bir arada tutan ulus devlet felsefesinin simgesidir, çimentosudur. Hedef bu simgeyi zedelemek, ve hatta olanak elverdiğince yok etmektir. Ayrılıkçı Kürtçülerle, temelde hâlâ Hilafet yanlısı ve bu nedenle de Cumhuriyet karşıtı olanlar, bu ortak hedefte bir olmakta ve farklı iki cephede ortak tavır sergilemektedirler.
Bu iki kesim de, Cumhuriyet Yönetiminin temel ilkelerine, onun temel taşıyıcı unsurlarına ve onun kurucu önderi Mustafa Kemal Atatürk`e özde düşmandırlar. Bir farkla, PKK ve yandaşları bunu çok açıkca dillendirdikleri halde, Cumhuriyet karşıtı din tüccarları bu amaçlarını olabildiğince saklamaktadırlar. Hatta açıklamalarını utanmadan Atatürk‘ün posterlerinin ve resimlerinin önünde yapmaktadırlar.
Ancak, AKP aldığı yüzde elliye varan oya güvenerek adım adım Cumhuriyetin bayramlarını yasaklamaya, bu kutlamaları yasa dışı etkinlik durumuna sokmaya, giderek unutturmaya çalışmaktadır. Böylece de, AKP`ye muhalif olanların birlikte güçlü tepki gösterebilmeleri engellenmktedir.
CHP artık güçlü bir muhalefet olduğunu kanıtlamalıdır!
CHP, Ankara`da Cumhuriyet yürüyüşüne getirilmek istenen yasağa karşı nihayet gerçek bir muhalefet partisi tavrını ortaya koyarak, 29 Ekim günü Ankara`da eski meclis binası önünde, Cumhuriyet Yürüyüşüne başlanacağını resmen ilan etmiştir. Böylece Atatürk’ün bizzat tanımladığı bu en büyük bayramın, halkla birlikte kutlanmasının engellenemiyeceğini kesin bir dille vurgulamıştır.
CHP artık Cumhuriyet düzenini ve onun temel ilkelerini adım adım yoketme, ulusal bayramları yasaklama ve Mustafa Kemal Atatürk`e yapılan saldırılara kesin bir politikayla karşı çıkmalıdır. Cumhuriyetçi, yurtsever ve Kemalist düşüncedeki halkımız ve örgütlerimiz, ana muhalefet partisi olarak özelklikle CHP`den bu büyük potansiyelin mobilize edilmesine beklemektedir. CHP muhalefetini yalnız parlamento içi çalışmalarla sınırlı tutmamalıdır. CHP, AKP politikalarından büyük ölçüde rahatsız olan kitlelerin yanında, gerekirse önünde yer alarak, AKP nin bu politikalarını, protesto yürüyüşleri, toplantılar, konferanslar ve değişik etkinliklerle deşifre etmelidir. CHP nin halkla bütünleşmesi ve halkın gücünü yanında görmesi ancak bu etkinliklerle gerçekleşecektir.