Gönül huzuruyla oyum Vatan Partisine – Aydınlık Gazetesi

Prof. Dr. Hakkı Keskin                                                                          3.6.2015

Gönül huzuruyla oyum Vatan Partisine

Pazar günü oyumuzla Türkiye için sonderece önemli bir karar vereceğiz. 13 yıldır ülkemizde tek başına iktidarda bulunan AKP hükümeti, Türkiye‚yi çok yönlü bir çıkmaza sürükledi. Toplumda büyük bir ayrışma, kutuplaşma ve gerginlik ortamına girildi. Erdoğan ve partisi Türk halkını „bizden olan-olmayan olarak“  böldü. Öncelikle medyanın bir kesimi satın alındı, diğer kesimine de çok yönlü baskılar uygulanarak geniş bir yandaş medya oluşturuldu. Böylece kamuoyunu istenen yönde etkilemeyi başardı.

Türkiye‚nin bağımsızlığına, ulusal  çıkarlarına, demokrasiye, hukuk   devletine, özgür yargıya, laikliğe, düşünce ve basın özgürlüğüne ödünsüz olarak sahip çıkan aydın bilim insanları, yazarlar, gazeteciler, yüksek rutbeli subaylar ve gençler uydurma gerekçelerle, ismine Ergenekon, Balyoz ve Casusuluk denen kumpaslarla tutuklandı, Silivri‚de hapse atıldı. Yıllar sonra bu yurtseverlerin haksız yere bu insanlık dışı uygulamalarla suçlandığı mahkeme kararlarılarıya kanıtlandı. Komşu ülkeleriyle Türkiye`nin ilişkileri bozuldu, bazılarıyla koptu, Suriye ile savaşın eşiğine gelindi. Türkiye`nin Dünya kamuoyundaki itibarı ve saygınlığına büyük darbe vuruldu. Türkiye, tarihinin en büyük yolsuzluklarının yaşandığı ve bunların sorgulanamadığı bir ülke oldu. Tüm Kamu İktisadi Kuruluşları gerçek değerlerinin çok altında satıldı, buna karşın Türkiye‚nin dış borçları katlanalar arttı. Gelir dağılımı adaletsizliği ziveye tırmandı. Milli gelirin yüzde 54 ü, nüfusun yüzde birinin elinde toplandı.

ABD`nin isteklerine uygun iç ve dış politikaları 13 yıldır uygulayan AKP yönetimi, Türkiye`yi bu sonderece çarpık ve sancılı konuma getirdi.

ÇARE ABD GÜDÜMLÜLÜĞÜNDEN KURTULMA

Eldeki veriler ve bulgular açıkca gösteriyorki, Türkiye`deki askeri darbalerin ve özellikle de 1981 faşist Evren darbesiyle hazırlatılan yeni anayasa ve diğer yasaların arkasındaki yönlendirici güç, her zaman ABD ve CIA olmuştur. AKP ve Erdoğan`ın bir anda Türkiye yönetimine getirilişinin ve bu kadar uzun süredir iktidarı ellerinde bulundurmasının  arkasında aynı gücün olduğu bilinmelidir.

Buna karşın detaylarıyla incelendiğinde, ılımlı sosyal demokrat Ecevit hükümetlerinin kısa sürede 1974 de, 1977 de ve 1999-2002 yıllarında istifa etmek zorunda bırakılması, yine aynı gücün devreye girmesiyle olmuştur. Ecevit‚in ABD emperyalizmi açısından tek suçu, Türkiye`nin ulusal çıkarlarına uygun ve ABD tarafından yönlendirilmeyi kabul etmeyen bağımsız bir politika izlemesi olmuştur.

Bilinmelidirki ABD, elinden geldiği ölçüde Avrupa, Asya, Afrika ülkelerinde kendi çıkarları doğrultusunda politikalar uygulamak istemektedir. Ancak bir çok ülkede bu politikalara başarıyla karşı durulmaktadır. Yaşama geçirilmek istenen tek kutuplu Dünya düzeni, Çin ve Rusya‚nın devreye girmesiyle ve bir çok Güney Amarika, ve Asya ülkelerinde ABD emeperyalizmine karşı oluşan ve iktidar olan gelişmelerle, Dünya`da yeni yapılanmalar etkin olmaya başlamıştır.

TARIHIMIZ BIZE IŞIK TUTUYOR

1950 lerden bu yana, kısa süreler dışında, izlenen ABD veya dış güdümlü politikalar, Türkiye`yi sürekli olarak çıkmazlara götürmüştür. Türkiye`nin hızla çok yönlü olarak kalkınması, gerçek anlamda demokratik, laik bir soysal hukuk devleti vede refah toplumu olması, engellenmiştir.

Türk halkı,  Mustafa Kemal Atatürk`ün öncülüğünde, tüm sömürge ülkelerde örnek alınan tam bağımsızlık savaşı ve onu izleyen politikalarına yeniden kararlılık ve özgüvenle sahip çıkmalı ve sıkı sıkıya sarılmalıdır. En ağır koşullarda başarılan ulusal kurtuluş savasımızın ve 1945 lere değin izelnen tam bağımsız politikamızın Türk halkına  yeniden ışık tumması mümkündür. Türkiye her türlü güdümlü politikalara sonverecek güce ve deneyime sahiptir. Türkiye`nin ivedi olarak ulusal çıkarları eksenli ve tam bağımsız politikalara yeniden dönmesi gerekmektedir. Gerçekte işin özü budur, bunu çok iyi anlamak ve kavramak gerekmektedir

Türkiye`nin en büyük ihtiyacı, Atatürk ilkelerine ve tam bağımsız politikaya yeniden sahip çıkılmasıdır. İşte bu politikayı kararlılıkla, özgüvenle ve etkin çalışmalarıyla savunan ve bunu ülke dinamiklarını, gençleri, işçileri ve halkı eylemleriyle aktif konuma getiren hareket, Vatan Partisi şemsiyesi altında bir araya gelmiştir. Bu nedenle oyumu Pazar günü gönül rahatlığıyla Vatan Partisi`ne vereceğim. Böyle bir harekete ve partiye, barajı geçsede geçmesede Türkiye`nin ihtiyacı vardır!