"Öncü Kültür" den söz edenler, uyum politikası yerine,

(Keine Deutsche Übersetzung vorhanden)
Almanya`da yaşamakta olan tüm kültürel azınlıklar, tabiiki Alman anayasasına ve yasalarına, Almanlar gibi uymakla yükümlüdürler. Kuşkusuz bunlar arasında çocukların okula gitme zorunluluğu, kadın-erkek eşitliği ve kadınların sünnet edilmemesi de bulunmaktadır.

Siyasi partiler bugüne değin uyum (Entegrasyon) politikasından, azınlıkların kendi kültürlerini ve ‘kültürel kimliklerini’ geliştirerek koruyabileceklerini istediklerini vurguluyorlardı. Esasen bu hak kültürel azınlıklara uluslararası ve Avrupa Birliği üyeleri arasında yapılan bir dizi anlaşmayla zaten tanınmaktadır da. Hıristiyan Birlik Partisi bazı politikacıları tarafından istenmekte olan kültürel azınlıkların ‘Öncü Alman kültürüne uymaları’ istemi, bugüne değin açıklanan politikalarının aksine köklü bir değişikliği içermektedir. Bu yeni çizgiyle göçmenlerin Alman toplumuna uyumları yerine, bu toplumda kendi öz kültürleriyle kaybolmaları (Asimile olmaları), yani almanlaşmaları anlamına gelmektedir. Yoksa bu politikacılar öteden beri mi bu asimilasyonu istiyorlardı? ‘Öncü Alman Kültürüne uyulmayı’ uyum politikasının ölçüsü yapmak isteyenler, ırkçı bir milliyetçiliği savunduklarını açıkca kanıtlamaktadırlar.

Çağdaş toplumlar, yurttaşlarından ve kültürel azınlıklardan anayasaya, özellikle de insan temel hak ve özgürlüklerine ve bunlara dayanan temel değerlere bağlılığı istemektedir. Bu değerlere bağlılığımızdan asla kuşku duyulamaz.

Hıristiyan Birlik Partili politikacıların artık samimi olarak ‘uyum politikasından’ neyi anladıklarını açıkca ortaya koymalarını bekliyoruz ! Deneyimler gösteriyorki bu partili bazı politikacılar, onyıllardır seçim hakkı vermeyi engelledikleri kültürel azınlıkların sırtından aşırı sağ kesim oylarını kazanmayı ‘öncü kültürleri’ haline getirmişlerdir. Yıllardır son derece istisna konuları kötü örnek göstererek Alman toplumunu göçmenlere karşı kullanmayı adeta görevleri saymaktadırlar. İki milyonu aşkın göçmenin Alman toplumuna, ekonomisine ve refahına geçmişte sağladığı ve sağlamakta olduğu büyük katkılardan bir kere olsun sözetmek, bu politikacılar için adeta tabudur. Kültürel azınlıklar seçme seçilme hakkından yoksun bırakıldıkları sürece de bu tavır değişmeyecektir.

Sosyal Demokrat, Birlik/Yeşiller, Demokratik Sosyalist ve Hür Liberal Partilerini, Hessen Eyaleti seçim öncesi olaylardan ders almaya çağırıyoruz. Geliniz Hıristiyan Birlik Partilerinin bu politikalarıyla çok açıkca ve bilgilendirici bir politikayla yoğun bir tartışmaya girelim. Bizler bu tartışmaya katkıda bulunmaya severek hazırız !

Prof. Dr. Hakkı Keskin