AKP`nin gündemi degiştirme profesyonelliği – Aydınlık Gazetesi

Prof. Dr. Hakkı Keskin, Siyasal Bilimci                                             3.4.2015

hakki@keskin.de

AKP`nin gündemi degiştirme profesyonelliği

Türkiye Cumhuriyeti tarinde bir ilki yaşadı. Neneredeyse ülke genelinde Türkiye yaklaşık 10 saat karanlığa gömüldü. Türkiye`nin ekonomik zararı 5-6 Milyar Dolar olarak tahmin ediliyor. Tam da elektriğin kesildiği gün, İstanbul Adalet sarayında savcı Kiraz, bir dizi kuşkuları beraberinde taşıyan biçimde öldürülüyor. Nedense bu olay Arınç-Gökçek çatışmasının zirve yaptığı bir ortamda yaşanıyor.

Gündemin ana konusu, Türkiye için büyük bir rezalet olan elektrik kesintisi  ve Arınç`ın söylediği, Gökçek`in „Ankara`yı parsel parsel sattığı“ açıklaması olması, bu konu üzerinde ısrarla durulması ve de asla gündemden düşürülmemesi gerekirken, bir anda gündem değişiverdi.

Bu, Erdoğan ve hala yönetmekte olduğu partisinin, böyle durumlarda gündemi büyük bir maharetle nasıl değiştirdiklerinin en yeni örneğidir.

AKP`nin yanlış enerji politikasının iflası

Türkiye`nin neden bu elektrik skandalını yaşadığını, ne enerji bakanı ve ne de başbakan açıklıyamıyor. Her zamanki gibi gerçekler örtpas edilerek ve halkın önemli bir kesiminin aldatılabileceği bazı anlaşılması güç açıklamalar yapılıyor. Tıpkı seçimler esnasında bir kedinin trafoya değmesi sonucu elektriğin kesildiği gülünç söylem gibi.

Kamu iktisadi kuruluşlarının bir bir satıldığı gibi, elekrik üreten ve dağıtımını yapan devlet kurumları da özelleştirildi. Çoğuda hükümet yanlısı veya yancı ortaklı şirketlere satıldı. Özelleştirmelerle yalnızca hükümet kasasına milyarlar akmıyor. Belli kesimlerin, bu satımlardan haksız kazanç sağladığı da biliniyor. Sayısız HES`ler le köylerin dereleri ve su kaynakları, doğaya onarımı güç  zararlar verilerek yandaş firmalara aktarılıyor. Çevre halkının bir çok yerdeki direnişi, siyasi otoritelerin kullandırdığı polis ve jandarma zoruyla bastırıldı ve bastırılmaya devam ediliyor.

Bazı ülkeler atom santrallerini kapatırken, Türkiye satın alıyor!

Gelişmiş ve gelişmekte olan bir çok ülke, başta güneş, rüzgar, deniz, jeotermal enerji kaynaklarından yararlanmayı ana politikaları yaparken ve var olan atom santrallerini kapatmaya başlarken, Türkiye Sinop ve Mersin`de nükleer enerji santralleri kurma kararı alıyor. Çernobil felaketinden sonra yaşanan küçüklü büyüklü bir dizi atom santralleri kazaları, son olarakda Japonya`nın korkunç Fukushima felaketi, enerji politikasında radikal bir değişime yol açtı.

 

Almanya bu değişimin en açık örneğidir. Mart 2011 de yaşanan büyük Fukushima felaketinden daha 5 ay önce Almanya hükümeti Nükleer enerji santrallerinin çalışma sürelerini 12 yıl uzatmıştı.Fukushima olayı, bu politikanın yanlışlığını kanıtladı. Halktan gelen büyük tepki sonucu, Almanya Hükümeti derhal Atom sözleşmesi kararını değistirerek, atom santrallerinin 12 yıl uzatma kararını iptal etti. 6 nükleer enerji santralı derhal kapatıldı. Kalan 8 inin de en geç 2022 de kapatılmasına karar verildi. Almanya`da enerjinin üçte birinin sağlandığı atom santrallerinin kapatılmasıyla doğacak açık, başta güneş olmak üzere yenilenebilir enerji kaynaklarından sağlanacaktır. Atom santrallerinden sağlanan enerjiyi, yenilenebilir enerji kaynaklarından sağlama politikası, İsviçre, Belçika, İspanya, Japonya ve bazı diğer ülkeler de izleneceği kararları alındı. Atom enerjisinden yararlanan ülkelerin en büyük sorunu, atom atıklarının nerede ve nasıl güvenceli olarak depolanacağıdır. Çünkü bu atıklar yüzlerce metre yerin altında sağlam sanılan varillerde depolansa bile, bunun güvenceyi sağlayamıyacağı ve bu atıkların yüzlerce yıl büyük bir tehlike oluşturduğu uzmanlar tarafından bilinmekte ve tartışılmaktadır.

Doğrusu ben öteden beri atom santrallerinin olmamasını, Türkiye için büyük bir şans olarak görüyorum. Anlaşılan atom lobisi AKP hükümetini de etkisi altına almayı başardı. Oysa Türkiye sonu olmayan en büyük enerji kaynağı güneş zengini bir ülkedir. Çevreye hiç bir zararı olmayan, dışa bağımlılığı gerektirmiyen ve Türkiye`nin bir çok bölgesinde neredeyse sürekli var olan güneş  enerjisinden, neden gereğince yararlanılmadığını anlamak olası değildir.

Muhalefet partileri, enerji konusunda Türkiye`nin dışa bağımlılığını en aza indiribilecek başta güneş olmak üzere yenilenebilir enerji kaynaklarını, politikalarının en önemli konusu olarak görmeleri ve gündemlerine almaları, bu konu üzerinde kararlılıkla durmaları büyük önem taşımaktadır. Bu politikaya doğa ve çevre dostu tüm güçlerin de destek olmaları gerekir.

Muhalefet partileri artık gündemi kendileri belirlemeli!

Seçimlere kısa bir süre kala, Başbakan yardımcısı ve hükümet sözcüsü Bülent Arınç, Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Gökçek için, „Ankara`yı parsel parsel sattığını“ „100 konuda“ 8 haziran sonrası konuşacağını söylüyor. Böylece Ankara`da 21 yıldır belediye başkanı olan Gökçek hakkında yıllardır dolaşan yolsuzluk iddialarının, en yetkili kişi tarafından altı önemle çizilmektedir. Türkiye Cumhuriyeti hiç bir  döneminde yaşamadığı sonu gelmez yolsuzlukları son 12 yılldır AKP döneminde yaşamaktadır. Arınç`ın bu açıklaması, bu yöndeki iddiaların nedenli haklı olduğunun en açık kanıtıdır. Sonderece önemli olan bu konu, yine gündem değiştirilerek, muhalefet partileri ve medya tarafından nedense kısa bir süre sonra kenara itilmiştir.

Çıkar eksenli özelleştirmeler sonucu Türkiye`yi karanlığa boğan, dışa bağımlılığımızı daha da artıran, tamamen dışa bağımlı teknolojiyle kurulma kararı alınan Nükleer enerji santralleri konularında da, muhalefet partileri aynı şekilde neredeyse suskun kalıyorlar. Başbakan ve Enerji bakanı aradan geçen günlere karşın, ülkeye büyük zarar veren elektrik kesintisini nedense açıklayamıyorlar.

Bir anda gündemin ana konusu, elektrik kesintisi gününde yaşanan ve arkasından da bir kaç yerde meydana gelen terör olayı oldu. Oysa parlamentodaki muhalefet partileri alışıla gelen bu tür gündemi değiştirme oyunlarına gelmiyerek, önemle ve ısrarla izlenen yanlış enerji politikaları sonucu meydana gelen, sonderece önemli bu rezalete eğilmeleri gerekirdi ve gerekmektedirde. Muhalefet ve medyanın önemli bir kesimi, ne yazık ki 12 yıldır Erdoğan ve AKP tarafından başarıyla izlenen gündemi belirleme ve skandalları yapay gündemlerle ört pas etme oyunlarını, halka ve seçmene tehşir etmeyi henüz başaramamaktadır. Tüm bu sonu gelmez yolsuzluk, rüşvet, gasp ve kara para olaylarına karşın, AKP oylarının bu denli yüksek olmasının önemli bir nedeni de bu olsa gerekir.