PKK`nın Ermenistan Sınırında Yeni bir Kandil Oluşturma Stratejisi

Prof. Dr. Hakkı Keskin                                                                            30.9.2015

PKK`nın Ermenistan Sınırında Yeni bir Kandil Oluşturma Stratejisi

PKK`nın, öteden beri Ermenistan ve Diaspora Ermeni lobisi ile yakın bir ilişki ve işbirliği içersinde olduğu bilinmektedir. PKK ile ASALA arasındaki ilişkilerin 1980li yıllara dayandığı, ASALA`nın onlarca Türk diplomatına yaptığı suikastlerin önüne geçilmsinden sonra da, PKK`nın, ASALA tarafından benzer amaçla desteklendiği bilinmektedir. Ermenistan`ın 1991 yılında bağımsızlığını elde etmesinden sonra da, PKK`ya Ermensitan tarafından destek verildiği bir çok kaynakta yeralmaktadır.

Ermenistan ve Ermeni Diasporasının yüz yıldır büyük bir önemle işledikleri sözde “Ermeni Soykırım” iddialarına, PKK ve ona yakın çevreler, tam anlamıyla destek vermektedirler. Ortak düşman olarak kabul edilen Türkiye ve Türkiye Cumhuriyeti`ne karşı, Ermenistan-PKK işbirliğinin anlaşılamıyacak bir yönü de yoktur.

Ayrıca PKK yönetici kadrolarının önemli bir kesiminin, Ermeni asıllı kişilerden oluştuğu, konunun uzmanı Prof. Halaçoğlu tarafından isim, isim verilen uzun bir listeden görülmektedir. Bu da PKK-Ermenistan işbirliğinin hem amaç ve hem de bazı yönetici kadroları bakımından ortak etnisiteye dayandığını göstermektedir.

TÜRKİYE-AZERBAYCAN SINIR BAĞININ KESİLMESİNDE PKK-ERMENİSTAN İŞBİRLİĞİ

Türkiye ile Azerbaycan arasındaki sınır bağı, Azerbaycan topraklarının yaklaşık yüzde 6,3`ünü (5.503 km2) oluşturan 435.367 nüfuslu Nahcivan Özerk Cumhuriyeti ile sağlanmaktadır. Nahcivan’ın, kuzeyi ve doğusu Ermenistan, güneyi ve batısı İran topraklarıyla çevrilmiştir. Nahcivan`ın kuzeybatısında yer alan Türkiye ile kısa bir sınırı vardır. Bu sınır bölgesi Türkiye ile Nahcıvan’ı birbirine bağlayan yol Dilucu’nda Aras Nehri üzerine inşa edilen Hasret Köprüsü’nden geçmektedir. Nahcıvan, Türkiye ile Türk devletleri arasında kara sınırı bulunan tek toprak parçasıdır. Türkiye ile Nahcivan arasında 13 km’lik bir sınır bulunmaktadır. Türkiye Nahcivan, dolayısıyla Azerbaycan  arasındaki ulaşım ve ticari ilişkiler Diluca sınır kapısından gerçekleştirilmektedir. Dağlık Karabağı ve çevresindeki 7 ilçe, Ermenistan tarafından 1992-1993 yıllarında işgal edilmesinden sonra, Nahcivan’ı Ermenistan üzerinden Azerbaycan’a bağlayan karayolu ulaşımı kesilmiş bulunmaktadır.

Türkiye’nin Sovyetler Birliği ile imzaladığı 1921 Moskova ve Kars Anlaşmasıyla, Nahcivan, özerk statüsü devam etmek kaydıyla Azerbaycan’a bırakılmıştır. Bu çerçevede Türkiye, Nahcivan statüsünün korunmasında, dolaylı olarak bir güvence ülkesi haline gelmiş ve Nahçivan’ın toprak bütünlüğünü kabul etmiştir. 12 Kasım 1995 tarihinde halk oylaması ile kabul edilen Azerbaycan Cumhuriyeti Anayasası’na göre, Nahcivan Azerbaycan’a bağlı özerk bir statüye sahiptir.

PKK-ERMENİSTAN İŞBİRLİĞİ, TÜRKİYE NAHCİVAN-İRAN SINIRINI KONTROL ETMEYİ AMAÇLIYOR

Türkiye`nin Azerbaycan toprağı Nahcivan`a ve Azerbaycan üzerinden de Türk Cumhuriyetlerine açılan kara sınırı,  Iğdır ilimizden Dilucu sınır kapısına uzanan 13 km lik bir kara yoluyla sağlanmaktadır. Bu sınır kapısının büyük önemini görebilen büyük lider Mustafa Kemal Atatürk, Türkiye`nin Azerbaycan ve Türk Cumhuriyetleriyle kara bağını sağlayabilmeye özel önem vermiştir. Hatta Atatürk`ün daha sonra İran`dan kendi parasıyla satın aldığı toprak üzerinden, Nahcivan`a bu 13 km lik yol ulaşımının sağlanabildiği söylenmektedir.

Son aylarda özellikle Ardahan, Iğdır ve Ağrı illerimizde yoğunlaşan PKK terör saldırıları, Türkiye`nin Nahcivan ve hatta İran`la olan kara ulaşımını engellemeyi amaçlamaktadır. Türkiye-İran arasındaki karayolu ulaşımı ve ticareti, Ağrı-Iğdır-İran  karayolu üzerinden gerçekleşmektedir. Bu bölgede İran`dan gelen veya İran`a giden  TIRLARA ve diğer Taşıt araçlarına yapılan saldırılar, bu bölgeyi güvenilir ulaşım yolu olmaktan çıkarmayı ve belkide PKK tarafından kontrol altına alınmayı amaçlamaktadır. Bu bölgede son yıllarda yoğunlaşan terör olayları, Ardahan, Kars, Iğdır il ve ilçelerinde,  Türk ve PKK ya karşı olan Kürt nüfusunun batı illerine göçe neden olmakta, böylece de bölge nüfusu giderek PKK yararına değişmektedir.

PKK`lı teröristlerin bu saldırılarını yaparken, Ermenistan`ı Kandil gibi, geriye çekilebilen korunaklı bölge olarak kullanmaya başladıkları yönündeki duyumlar tüm yönleriyle araştırılmalıdır. Türkiye için büyük önemi olan bu durum karşısında, devletin önemle ve özenle durması ve gereken önlemleri ivedi olarak alması, ertelenemez bir zorunluluktur.