İki kardeş ülkenin, Türkiye Cumhuriyeti ve Azerbaycan Cumhuriyeti`nin, Cumhuriyet Bayramı balosunda konuşmam.
2 Kasım 2013, Grand Hotel Berlin
• Azerbeycan Cumhuriyeti Berlin Büyükelçisi sayın Parviz Shahbazov ve eşi hanımefendi,
• Türkiye Cumhuriyeti Büyükelcimizin eşi hanımefendi Sayin Gamze Karslıoğlu,
• Türkiye Cumhuriyeti Berlin Başkonsolosu sayın Ahmet Başar Şen ve hanimefendi eşi,
• Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti Temsilcimiz sayın M.Kemal Gökeri ve hanimefendi eşi,
• Türk Kuruluşlarınin çok değerli başkan ve temsilcileri,
• Türk basınımızın değerli temsilcileri,
• Almanya`daki Türk Azerbeycan Birliği`nin değerli üye ve sempatizanları,
• Çok değerli arkadaşlarım,
İki kardeş ülkenin, Türkiye Cumhuriyeti ve Azerbeycan Cumhuriyeti`nin, birlikte kutlamakta olduğumuz Cumhuriyet Bayramına hoş geldiniz. İki kardeş ülkenin Cumhuriyet Bayramı kutlu olsun!
Konuşmama sonderece önemli olduğuna ve sizi sıkmayacağına inandığım iki tarihi olayla başlamak istiyorum.
Tarih 30 Ekim 1923, yani Cumhuriyetin ilanından bir gün sonra. Mustafa Kemal Paşa, İsmet Paşa’yı Köşk’e davet eder. Ülkenin genel durumu hakkında hazırlattığı raporları İsmet Paşa’ya söyle sunar.
‘SEVGİLİ Paşam, Cumhuriyet’in ilk başbakanı olarak seni düşünüyorum. Dur, hiç itiraz etme! Niye seni seçtiğimi şimdi anlayacaksın. Bizi yine büyük bir savaş bekliyor.
Bize geri, borçlu, hastalıklı bir vatan miras kaldı. Yoksul bir köylü devletiyiz. Dört mevsim kullanılabilir karayollarımız yok denecek kadar az. 4.000 km. kadar demiryolu var. Bir metresi bile bizim değil. Üstelik yetersiz.
Köylümüzü topraklandırmalı, ihtiyacı olan bir çift öküz ile bir saban vererek çiftçi yapmalıyız. Doğudaki aşiret, bey, ağa, şeyh düzeni Cumhuriyet’le de insanlıkla da bağdaşmaz.
Bu durumu düzeltmeli, halkı kurtarmalıyız. Her yerde tefeciler halkı eziyor. Güya tarım ülkesiyiz ama ekmeklik unumuzun çoğunu dışarıdan getirtiyoruz. Sığır vebası hayvancılığımızı öldürüyor. Doktor sayımız 337, sağlık memuru 434, ebe sayısı 136. Pek az şehirde eczane var. Salgın hastalıklar insanlarımızı kırıyor. Üç milyon insanımız trahomlu. Sıtma, tifüs, verem, frengi, tifo salgın halinde. (…) Bebek ölüm oranı % 60’ı geçiyor. Nüfusun % 80’i kırsal bölgede yaşıyor. Bunun önemli bölümü göçebe. Telefon, motor, makine yok.
Sanayi ürünlerini dışarıdan alıyoruz. Kiremiti bile ithal ediyoruz. Elektrik yalnız İstanbul ve İzmir’in bazı semtlerinde var. Düşmanın yaktığı köy sayısı 830. Yanan bina sayısı 114.408.
Ülkeyi neredeyse yeniden kurmamız gerekiyor. Yunanistan’dan gelen göçmen sayısı da 400 bini geçecek. İktisadi hayatımız da, eğitim durumumuz da içler acısı. İktisatçımız da çok az.
(…) Hedefimiz milli iktisat, bağımsızlığın sürekli olması için iktisadi bağımsızlık temel ilkemiz olmalı.
(…) Ama yılmamak, ucuz, geçici çarelerle yetinmemek, halkı kurtarmak için sorunları çözmek, kalkınmak, ilerlemek, milli egemenliğe dayalı, uygar ve özgür bir toplum oluşturmak, yüzyılımızın düzeyine yetişmek, kısacası çağdaşlaşmak, bu büyük ideali tam olarak başarmak zorundayız.
(…) Yoksul ve esir ülkelere örnek olacağız. Kaderin bizim kuşağımıza yüklediği kutsal bir görev bu. Bu büyük görevin ağırlığını ve onurunu seninle paylaşmak istedim. Allah yardımcımız olsun!’ (Kaynak:Turgut Özakman, Cumhuriyet – Türk Mucizesi – 2.Kitap,İstanbul2010,BilgiYayınevi,Ankara).
İkinci tarihi olay:
Mustafa Kemal Paşa, 3 Mayıs 1920 günü Doğu Cephesi Komutanı Kazım Karabekir Paşa’ya yazdığı bir mektupta; ‘Devlette hiç para kalmadı. Şu anda içeride para temin edebileceğimiz bir kaynak da yok. Başka kaynaklardan para temin edinceye kadar Azerbaycan hükûmetinden borç alınmasını temin etmenizi rica ederim’ diyordu. Kazım Karabekir Paşa, bu isteği Azerbaycan Hükûmetine iletti. Azerbaycan Sovyet Sosyalist Halk Cumhuriyeti ile Ankara Hükûmeti arasındakı ilk resmi temastı. Azerbaycan hiç beklemeden bu zor günde Türkiye’ye kardeş elini uzattı.
Azerbeycan Sovyet Sosyalist Cumhuriyeti ilk Başbakanı Neriman Nerimanov, Türkiye`nin ulusal kurtuluş savaşı için derhal 500 kg altın gönderiyor. Daha sonra Nerimanov Rusya’dan aldığı 10 milyon altın rubleyi Ankara’ya gönderiyor. Bu yardımlarla savaş içindeki ülkenin durumunda belirgin bir düzelme oluyor. Ayni zamanda Türkiye`ye Azerbaycan tarafindan aralıklarla petrol yardımı yapılıyor.
1921 yılında Azerbaycan Dışişleri Bakanı Mirza Davut Hüseyinov, kazanılan Birinci-İkinci İnönü Savaşları münasebetiyle Ankara`ya çektiği telgrafta; ‘…Kazanılan bu büyük zaferlerden dolayı Türk halkını Azerbaycan Sovyet Sosyalist Cumhuriyeti adına kutluyoruz.’ diyor ve bu büyük zaferlerin şerefine; Türkiye`ye karşılıksız büyük ölçüde petrol yardımı yapılıyor. Petrol yardımı daha sonrada devam ediyor.
Azerbeycan Başbakanı Nerimanov, Mustafa Kemal Paşa’nın yazdığı mektuba yazdığı cevabi mektubunda her gün kazanılan başarılarla Türk halkının emperyalizmden kurtulma günlerinin yaklaştığını, bu yüzden kahraman Türk halkını kutladığını yazıyor ve sonra ilave ediyordu; ‘Paşam, bizim Türk Milletinde kardeş kardeşe borç vermez. Kardeş, her zaman kardeşinin elinden tutar. Biz kardeşiz, her zaman elinizden tutacağız ve tutmaya devam edeceğiz.’
Ben Azerbaycan`da bir çok kişiden dinledim. Eylül 1918 de Enver paşa`nın kardeşi Nuri Paşa yönetimindeki Türk Kafkas ordusu Bakü’ya gelerek Rus-Ermeni birliklerini yenmeseydi, Azerbaycan Türkleri yok edilecekti. Bu büyük bir şükranla sürekli anlatılır!
Bakü’da Parlamento binasının yakınında, Türkiye`nin dört bir yanından gelerek burada canını verenlerin şehitliği var.
Bizim, Türkiye – Azerbeycan halkıyla kardeşliğimiz bu denli derin dayanışmaya, birlikteliğe ve sevgiye dayanıyor değerli arkadaşlarım.
Bu gercegi, Azerbaycan Cumhuriyeti`nin büyük önderi ve Cumhurbaskani Heydar Aliyev cok anlamli olarak “Biz bir millet iki devletiz” sözüyle özetledi.
29 Ekim günü yapılan resmi kutlamaların yanısıra, özellikle İstanbul`da, Ankara`da, İzmirde, Bursa`da, Malatya`da ve Türkiye`nin dört bir yanında milyonlarca insan coşkuyla, Türk Bayraklarıyla, Mustafa Kemal Atatürk`un Fotoğraflı bayraklarıyla Cumhuriyet Bayramımızı kutladılar.
Berlin`de, Stuttgart`da, Frankfurt`da da Cumhuriyet Yürüyüşleriyle bu önemli bayramımızı kutladık.
Türk Halkı, Dünya`da emperyalizme karşı zaferle sonuçlanan ilk savaşı kazanan ulustur. Yokluklar içersinde verilen bu anti-emperyalist savaş, Hindistan`dan Cezayir`e kadar birçok sömürge ülkenin bağımsızlık savaşına ışık tutmuştur.
Türkiye Cumhuriyeti, öncelikle Padişahlık döneminin mirası olan yarı sömürge durumundaki ve her alanda geri kalmış Türkiye`yi hızla „Çağdaş ülkeler düzeyine yükseltme“ projesidir.
Cumhuriyet, Türkiye’yi ekonomide, sanayide, eğitimde, bilimde, teknikte, kültürde, sanatta; ulaşımda gelişmiş ülkeler düzeyine çıkartmayı hedef alır.
Cumhuriyet, ortaçağdan yeni çağa siçrayarak geçişi sağlayan aydınlanmadır.
Tabii ki Cumhuriyetin amacı, Atatürk`ün sözüyle „Muasır ülkeler düzeyine çıkmaktır“, yani çağdaşlıktır. Bu da hızla kalkınarak ve laik, demokratik, hukuk devletinin kurulmasıyla olacaktı. Kalkınma ve gelişme rotası bu yönde çizilmişti.
Atatatürk “Cumhuriyet, yüksek ahlaki değer ve niteliklere dayanan bir idaredir, fazilettir” diyor 1925 tarihinde.
1933 yılında “Cumhuriyet rejimi demek, demokrasi sistemiyle devlet şekli demektir” diyor Atatürk.
Cumhuriyet kadının özgürleşmesi, ve yasalar önünde kadınların erkeklerle aynı haklara sahip olmasıdır.
Cumhuriyet, her alanda tam bağımsızlıktır. Ulusal bağımsızlık, ülkeler ve halklar arasında karşılıklı saygıya dayanan iyi komşuluk ve dostane ilişkileri içerir. “Yurtta barış, Dünyada barış” bunu ifade eder.
Mustafa Kemal Atatürk, Ulusal Kurtuluş savaşımızın büyük önderi, bağımsız, Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucusu ve asla unutulmaması gereken simgesidir.
Mustafa Kemal Aatürk`ü ve onunla birlikte ulusal kurtuluş savaşimızda ve sonrası Türkiye Cumhuriyeti`nin sağlam temellere dayalı olarak kurulmasında çaba veren herkesi şükran ve minnetle anıyoruz.
1923-39 yılları arasında Türkiye her alanda, sanayide, ekonomide,sosyal alanda, ulaşımda, eğitimde, bilimde, sanatta, kültürde, kadın erekek eşitliğinde çok büyük bir kalkınma başarısı sergilemiştir. Türkiye`nin temel ihtiyaçlarıni karşılayacak tekstil, giyim, demir- çelik, çimeto, şeker, gübre fabrikaları, günümüzde özelleştirilen yüzlerce Kamu İktisadi Kuruluşları, bu yıllarda kurulmuştur.
Cumhuriyet karşıtları, Mustafa Kemal`e saldırarak aslında onun gençliğe emaneti olan Türkiye Cumhuriyetini ve büyük kazanımlarını, ulusal birlik, laik, çağdaş ve bağımsızlığı içeren temel öğelerinden koparmak istemektedirler.
Çağdaş demokrasi ve hukuk devletinin vazgeçilemez önkoşulu, bağımsız yargı, özgür muhalefet, düşünce ve basın özgürlüğü, çoğulcu ve katılımcı toplum anlayışı, özerk üniversite ve de ülkenin ve devletin temel sorunlarının çözümünde uzlaşma kültürüdür. Bu alanda henüz önemli noksanlarımızın olduğunu biliyoruz!
Bugün Dünya`da 1 milyar 750 milyon nüfüsu olan 50 den fazla müslüman ülkeler arasında, Türkiye bu ülkeler arasında, tüm siyasi didişmelere ve karşı olduğumuz askeri darbelerle rağmen, her alanda, ekonomide, siyasette, demokraside, sosyal yaşamda, eğitimde, bilimde, kadın erkek eşitliğinde en ileri düzeyde olan ülkedir.
Bunu, başta Mustafa Kemal Atatürk ve tüm diğer arkadaşlarının sağlam ve doğru temeller üzerinde kurdukları Cumhuriyetimize borçluyuz.
Bize bu güzel ve çok eğleneceğimiz Cumhuriyet Balomuzun gerçekleşmesine sponsorluk yaparak katkı sağlayan, İşbankasına, aramızda bulunan şube müdiresi sayın Sevim Yıldırım hanıma, Ziraat Bankasına, aramızda bulunan şube müdiresi sayın Ayşen Yarar hanıma, ve SPEKON firması sahibi dostum Şenol Yeğin`e çok teşekkür ederim.
Almanyadaki Türk Azerbeycan Birliği`ne kuruluşundan beri sahip çıkan ve destek olan Azerbeycan Büyükelçimiz sayın Parviz Shahbazov`a, Derneğimize büro olanaği sunan Avrupa Azerbeycanlılar Kongresi başkanı ve derneğimizin başkan yardımcısı Samira Patzer-İsmailova teşekkür ederim.
Almanya`daki Türk Azerbeycan Birliği Yönetim ve Denetim Kurulu arkadaşlarıma, sonderece dostane ve özverili çalışmaları nedeniyle teşekkür ederim.
Bu coşkulu ve eğlenceli olacağına inandığım balomuza katılan ve böylece bize destek veren sizlere de ayrıca teşekkür ederim.
• İletişim için masalara isim ve e-mail adreslerinizi yazacağinız,
• Örgütümüze üye olmak isteyenler için de üye olma fişlerimizi koyduk. Çalışmalarımıza ilgi duyarsanız çok mutlu oluruz.
Dateien:
tuerkiye_azerbaycan_cumhuriyet_balosunda_konusmam_2.10._2013.pdf