(Keine Deutsche Übersetzung vorhanden)
Alman Hıristiyan Birlik Partileri, Demokratik, Laik Hukuk devleti ve halkın büyük çoğunluğu müslüman olan Türkiye`nin, Avrupa Birliği üyeliğini, tüm güçleriyle engellemeye kararlı gözüküyorlar. Bir çok kez açıkca ilan ettikleri gibi bu partiler, Avrupa Birliği`ni bir Hıristiyan Klubü olarak görmektedirler.
Türkiye`ye karşı izlenen bu dışlayıcı politika, aynı zamanda 2,5 milyonu Almanya `da ol-mak üzere Avrupa Birliği ülkelerinde yaşayan toplam 3,6 Milyon Türke karşı da izlenen bir tavırdır. Hırıstiyan Birlik Partileri, Türkiye ve Almanyalı Türklere karşı bu politikalarını yeni kılıflar altında sunsalar da, bu söylemlerin göz boyamaktan başka bir anlamı olmadığı çok açıktır. Bayan Merkel´in bu çıkışı, devlet politikasından uzak, seçmenlerden oy alabilme amacı taşıyan parti politikasından başka bir şey değildir. Bu amaçla seçmenler arasında korku yaratılmaya da özen gösterilmektedir. Türkiye ve Almanyalı Türkler, Türkiye`ye karşı izlenen bu dışlayıcı ve ‘imtiyazlı ilişki” adıyla sunulan ve Türkiye yöneticilerini adeta aptal yerine koyan bu tutumu, büyük bir kustahlık olarak görmektedirler.
Türkiye ile Avrupa Birliği arasında 40 yıl geriye uzanan ve tam üyeliği hedef alan an-laşmalar vardır. Bu anlaşmaların keyfe ve isteğe göre kenara itilmesi ciddi bir devlet politikasıyla bağdaşmaz ve söz konusu olamaz.
Avrupa Birliği Devlet ve Hükümet Başkanları Helsinki doruk toplantısında, Türkiye´nin adaylığını onaylamıştır. Aralık ayında verilecek kararda Türkiye ile üyelik müzakerelerine başlanıp başlanmayacağına, tüm diğer üyeler için de geçerli olan ‘Kopenhag Kriterleri’ nin yerine getirilip getirilmediği ölçü olarak alınacaktır. Bundan başka hiç bir şev kabul edilemez.
Hırıstiyan Birlik Partilerini, Türkiye ve Almanyalı Türklere karşı izlenen bu politikalarından ve seçmenler arasında korku yaratarak oy toplama yaklaşımlarından vazgeçmeye çağrıyoruz. Prof. Dr. Hakkı Keskin TGD Genel Başkanı