Hükümetin gündemi değiştirmede büyük başarısı

Rahatsız eden konuların gündem dışı tutulması veya gündemden çıkartılması siyasetin önemli bir stratejisidir !

Büyük firmalar yönetici ve danışmanlarına yüksek ücretler ödeyerek astronomik kazançlar sağlamaya çalışırlar. Bu sistem özellikle ABD siyaset alanında da yaygın olarak kullanılır. Bilindiği gibi ABD başkanının belli alanlarda uzmanlığı ve bilgi donanımı olan bir çok danışmanı vardır. Yapılacak stratejik konuşmalar ve önemli mesajlar genellikle danışmanlarla görüşülür ve uzmanlara hazırlatılır. Bu çoğu batı Avrupa Ülkesinde de böyledir.

Zaman zaman hükümeti rahatsız edecek konuların gündeme getirilmemesi veya ivedi olarak gündemden çıkartılabilmesi için daha önceden gerekli hazırlıklar yapılır.

Kanımca bu stratejiyi Akparti Hükümeti de günümüze değin büyük bir başarıyla uygulamaktadır. Bana öyle geliyorki AKP bu alandaki başarışını yüksek kazançlı, belkide bu stratejiyi çok iyi bilen yabancı uzmanlara borçludur. Bu denli başarılı politikanın AKP li partililerce yapılabileceğine doğrusu inanabilmekte ben zorlanıyorum. Hükümetin bu başarılı stratejisini iki örnekle hatırlayalım.

Milli gelirdeki astronomik düşüş ertesi gün gündemden çıkartıldı

Devlet İstatistik Kurumu 2 Temmuz 2009 da yaptığı açıklamayla, Türkiye ekonomisinin 2009 un ilk üç ayında yüzde 13,8 oranında küçüldüğünü kamuoyuna duyurdu. Bu resmi veriler hükümet ve Başbakan sayın Tayyip Erdoğan için ekonomik alanda çok büyük bir başarışizlığın kanıtıydı. Çünkü başbakan israrla ‘Dünya`daki ekonomik krizin ‘Türkiye`yi teyet geçeceğini’ vurguluyordu. Muhalefet liderlerinin ekonomik krize karşı gerekli önlemlerin alınmadığı uyarı ve eleştirilerine karşı verilen yanıt buydu.

Yapılan tüm kamu oyu yoklamalarında seçmenlerin önemsedikleri ve onları en çok etkileyen konuların başında ekonomik durum, işsizlik ve yoksulluk geliyor. Ekonomideki bu tarihi astronomik küçülme işsizliği de en yüksek düzeye tırmandırıyordu. İşte geniş kitleleri etkileyen bu çok önemli yaşamsal konu üzerinde haftalarca hatta sürekli olarak durulması ve tartışılması gereken sorundu. Aynı zamanda başbakanın nedenli yanıldığını kanıtlayan, muhalefet partilerini uyarı ve eleştirilerinde tamamen haklı çıkaran konuydu.

Bu nedenle bu sorunun ivedi olarak gündemden çıkartılması ve hatta uzaklaştırılması hükümetin ana amacıydı. Öylede oldu. Adeta çekmecede önceden bekletilmişcesine Albay Dursun Çicek`e ait olduğu iddia edilen ve ‘AKP ve Gülen hareketini bitermeyi hedef aldığı iddia edilen bir darbe planı’ hemen gündeme taşındı. Hükümeti etki alanında olan veya hükümete sempatiyle bakan medya organize edilmişcesine Türkiye`nin yaşamsal konusu olan ekonomik durumu bir tarafa bırakarak sözde ‘darbe planı’ gündeme alındı. Haftalarca tartışıldı. Ne yazıkki hükümete mesafeli olan veya eleştirisel bakan çoğu görsel ve yazılı basında aynı oyuna ayak uydurdular. Böylece hükümeti çok sarsabilecek bir konu bir gün sonra gündemden uzaklaştırıldı.

PKK lıların zafer kazanmış kahramanlar gibi karşılanmasi olayı

İkinci örnek Habur sınır kapısından Türkiye`ye giriş yapan 34 PKK lının büyük zafer kazanmış kahramanlar gibi 19 Ekim 2009 da karşılanması olayıdır. ‘Kürt açılımı’, yada ‘demokratık açılım’ başlıklarıyla yürütülen, henüz içeriği ve hedefi hükümet tarafından ortaya konamamış olan bu girişim çerçevesinde Kuzey İrak tan gelerek Türkiye ye teslim olması gerekenlerin, geliş ve karsılanışı geniş halk kitlereinde çok büyük tepkilere yolaçtı.

Bu olay hükümetin sözü yapılan açılım konusunda nedenli hazırsızlık, yeteneksiz ve beceriksiz olduğunu, PKK ve yandaşları dışındaki herkese adeta kanıtladı. Yıllar yılı terör amaçlı örgütlenme içinde bulunan ve belki de içlerinde bu tür eylemlere katılmış olan kişiler, terör örgütü kiyafetleriyle onbinlerce kişinın katıldığı ‘zafer havasıyla’ karşılandılar. Dünyanın hiç bir yerinde Teröristleri cesaretlendirebilecek ve eylemlerinde haklıymış gibi gösterecek bu tür bir ‘teslim olma’ olayı görülmemiştir.

PKK lıların, artık PKK ile hiç bir ilişkilerinin bulunmadığı güvencesini vererek ve bunun gereği olarak da PKK kıyafet ve sembollerini terkederek büyük bir pişmanlık duygusuyla gelmeleri ve yargıya teslim olmaları gerekirdi. Gelişleri sessiz sedasız ve önceden bilinmeyen bir hava limanı üzerinden olmalıydı. Kuşkusuz yargı tarafından sorgulanmaları kurallara uygun olarak getirilecekleri yerin mahkemesi tarafından yapılmalıydı. Dünya`da eşi görülmemiş mobil yargıçlarca değil.

Oysa PKK lı militanların geldiklerinde de terrör mensubu olduklarını övgüyle vurgulamaları ve yandaşları tarafından büyük hazırlıklarla coşkuyla karşılanmaları, AKP ye ve ve hükümete karşı çok büyük tepkilere neden oldu.

Hatta biat kültürünü özümsemiş AKP liler arasında bile bu olay tepkilere yolaçtı.

Türk halkının asla kabul edemiyeceği ve Türk Devletinin onuruyla bağdaşamiyacak bu sahne derhal gündemden çıkartılmalıydı. Öylede oldu. Ve hemen kimliği bilimeyen bir muhbir tarafından ve yine çekmecede bekletildıği anlaşılan bir iddiayla gündem değiştirildi. Albay Dursun Çiçek`in orijinal imzası olduğu iddia edilen ‘darbe planı belgesi’ medya`da ana konu olarak gündeme taşındı.

Böylece hükümeti büyük ölçüde sarsacak olan ve AKP nın önemli oy kaybina yol açacak olan günden konusu -PKK lıların gelişinde yaşanan olaylar- gündemden başarıyle çıkartıldı.

Çok doğru olarak sayın Deniz Baykal ve sayın Devlet Bahçeli sözkonu ihbar yazısının ‘AKP tarafından gündemi değiştirme aracı’ olarak kullanıldığını vurguladılar.

Türkiye kamuoyunun, bu gündemi değiştirme planlarını artık anlaması, muhalefet partilerinin gündemi olabildiğince kendilerinin belirlemeye çalışmaları ve bunda israrlı olmaları gerekir kanışındayım. Özellikle hükümete mesafeli olan ve eleştirisel bakan medyaya da bu konuda büyük sorumluluk düştüğü unutulmamalıdır.

Dateien:

huekuemetin_guendemi_de_i_tirmede_bueyuek_ba_ar_s_25_11_2009.pdf